Kitap Amerika’nın rüyasına inanıp arkana yaslanmaktan başka çare olmamasını anlatıyor. Aksini düşünenlere de demediğini bırakmıyor. Vergiler, yönetim Kitap Amerika’nın rüyasına inanıp arkana yaslanmaktan başka çare olmamasını anlatıyor. Aksini düşünenlere de demediğini bırakmıyor. Vergiler, yönetim ücretleri vs. de işin içine katıldığında makul geliyor olabilir. Bahsettiği "Etkin Piyasa Hipotezi" olsa gerek. Açıkçası böyle bir şey yok! Hepimiz "Hızlı ve Yavaş Düşünme" okumuş insanlarız. Eee Kalabalıkların Çılgınlığı kitabı da orada duruyor. O lalelerin peşinden deli gibi ben koşmadım. :) Yani piyasa en doğru fiyatı bilir mi? Uzun vadede bilebilir. Peki bilemediği dönemlerdeki yanılgılarından faydalanmaya çalışmak hata mı? Değil tabii ki. Bak benim Damodaran Hoca okurken kör olan arkadaşım var. Sana onu da getireceğim. :P Niye okuyoruz o kadar madem. :) Dolayısıyla bir etkin piyasadan bahsetmek çok doğru değil. Yaşasın Davranışsal Ekonomi. Yaşasın kalabalıkların çılgınlığı.
10 Ağustos 2024: tekrar düşündüm, düzenledim. böyle daha iyi sanki......more
Fransa'da ortaya çıkan Mississippi balonu, sonrasında oraya öykünen İngiltere'de çıkan Güney Deniz balonu, Hollanda’da lale çılgınlığı… Balonların herFransa'da ortaya çıkan Mississippi balonu, sonrasında oraya öykünen İngiltere'de çıkan Güney Deniz balonu, Hollanda’da lale çılgınlığı… Balonların her daim olacağını ve hepsinin bir yerde patlamasının kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor. Nft'nin, “projesi sağlam coin"lerin atalarını o günlere bakarak görülebiliriz.
Bu projelerden bazıları akla yakındı ve eğer halkın bu kadar coşku içinde olmadığı bir zamanda ele alınmış olsalardı, herkese fayda getirebilirlerdi. Ne yazık ki tek amaçları hisse fiyatlarını yükseltmekti. Proje sahipleri meydana gelen bir yükselişte hemen satarak kârlarını alıyor ve ertesi gün projeler yok olup gidiyordu. Maitland, kaleme aldığı Londra'nın Tarihi'nde bize, büyük destek gören projelerden birinin “talaştan borsa tahtası yapmak” üzere kurulan bir şirket olduğunu endişeyle anlatır. Bu elbette bir şakadır ama bundan ancak bir nebze daha akıl hı olup, kısa süren ve çökmeden önce birçok hayatı harap eden yüzlerce projenin varlığı hakkında bolca kanıt vardır. (103)
Sonunda ileri görüşlü insanlar bu modanın ebediyen süremeyeceğini anlamaya başladılar. Artık zenginler laleleri kendileri için değil, yüzde yüz kârla satmak için alıyordu. Anlaşılmıştı ki sonunda birileri korkunç bir şekilde kaybetmeye mahkumdu. Bu düşünce yayıldıkça lale fiyatları düşmeye başladı ve bir daha asla yükselmedi. Güven duygusu azaldı ve dünyanın her yanındaki işlemcilerde bir panik başladı. A, sözleşmenin imzalanmasından altı hafta sonra B'den, her biri 4 bin florinden on adet Semper Augustus almayı kabul etmişti. B, saptanan zaman geldiğinde ellerinde çiçekleriyle hazırdı ama fiyat 300-400 florine düşmüştü ve A, artık başta saptanan fiyatı ödemeyi ve laleleri almayı reddediyordu. Gün geçmiyordu ki Hollanda'nın bütün şehirlerinde anlaşmalar bozulmasın. Daha birkaç ay önce bu diyarda yoksulluk diye bir şeyin kalıp kalmadığını soranlar, artık onları satın alırken ödedikleri fiyatın dörtte birini önermelerine karşın ellerinde kimsenin istemediği birkaç sap laleyle kalmışlardı. (150-1)
Kitap iki kısımdan oluşuyor. İkinci kısım “Karışıklığın Karmaşası”nda bir filozof, hissedar ve tüccar borsa üzerine konuşuyorlar. Spekülasyon, yatırım, boğa, ayı vs.. O kısım beni pek sarmadı.
Finansal okuryazarlığın okullarda ders olması gerektiğini düşünüyorum. Bir müfredat hazırlayacak olsak en başa kitabımızın ilk bölümü “Olağanüstü Kitlesel Yanılgılar ve Kalabalıkların Çılgınlığı” nı tereddütsüz eklerim.
Finansal okuryazarlık konusunda okumalarımın hepsi en nihayetinde davranışsal ekonomiye çıkıyordu. Psikoloji okumaları yaptığım zamanlarda da farklı bFinansal okuryazarlık konusunda okumalarımın hepsi en nihayetinde davranışsal ekonomiye çıkıyordu. Psikoloji okumaları yaptığım zamanlarda da farklı branşların kesiştiği başlıklardan ayrı bir keyif almıştım. Burada da öyle oldu. Ben çok beğendim.
Bileşik getiriden daha önce bahsetmiştim. Nasıl bir mucize olduğunu. Bakın gençler siz sallamadınız pek ama gerçekten önemli bir konu. Bu kitabın 4. bölümünde de bahsediyor. İnsanın algılamasının zor olduğu bir konu olarak. Onun için sizi anlayışla karşılıyorum. Ama bu konuya evrenin en büyük mucizelerinden biri imiş gibi yaklaşıp incelemenizi tekrar hararetle tavsiye ediyorum. Bileşik getiriyi şöyle çarpıcı bir örnek ile sunuyor yazar: Buzul çağının oluşumu da tam olarak bunun bir ürünü. Detayları kitabımızda. :)
“Warren Buffett'ın finansal başarısının tamamını, ergenlik yıllarında inşa ettiği finansal temele ve yaşlılık yıllarında sürdürdüğü uzun ömürlülüğe bağlamak çok doğru olabilir. Yeteneği yatırım, fakat sırrı zamandır. Bileşiklenme işte böyle işler.” (69)
“Buradaki tehlike, bileşme/bileşiklenme olgusunu sezgisel olarak kavrayamadığımız zaman, içerdiği potansiyeli genellikle görmezden gelmemiz ve sorunları başka yollarla çözmeye odaklanmamızdır. Fazla düşündüğümüzden değil, bileşiklenmenin içerdiği potansiyeli nadiren oturup düşündüğümüz için böyle yaparız.” (72)
Servet edinme, elde tutma; servet nedir, zenginlik nedir, finansal özgürlük mutluluk ile ilişkisi, birikim; makul olma, rasyonel olma; yatırımda hata marjlarının ruh sağlığına faydaları; iyimserlik & kötümserlik; 2000 yılındaki .com balonu üzerinden insanoğlunun açgözlülüğü (özellikle burada farklı yatırımcı tiplerinin olaya neden bambaşka yaklaşması gerektiği çok net açıklanıyor) & çılgınlığı (aslında çılgın olunmadığını da anlatıyor, sonuçta herkesin kendince makul sebepleri var) ve daha nice başlık ve maddeler kısa kısa sıkmadan ve hepsinin birbiriyle nasıl bağlı olduğuyla birlikte çok güzel bir araya getirilmiş. Ve en önemli maddem: Esneklik.
Tüm alınan kararların -hayatın tamamını etkileyecek yatırım ya da değil- zaman içinde sizin değişiminizle birlikte değişebileceği… Sizin de ancak yeterince esnek olup buna ayak uydurabilecek olmanız! Kitapta da güzel vurgulanan benim de bir süredir kafayı taktığım esneklik konusu. Lumosity’deki egzersizler ve şu ana kadarki yatırım maceram prensip sandığım bazı konuların zeka geriliğimden kaynaklandığını bana gösterdi. İkisinin somut çıktıları olduğu için insan ister istemez yüzleşmek zorunda kalıyor. :) (Ve konu üzerine daha çok eğilmek ve çalışmak!!) Yatırım için ne kadar önemli olduğu bölüm 10 - 14 de paylaşılıyor ama sadece yatırım değil tüm hayata ışık tutabilecek maddeyle ilgili bir alıntıyla sözlerimi noktalıyorum:
"Rakiplerinizin kapsamı genişledikçe sormanız gereken soru şu olur: 'Nasıl öne çıkarım?' Bu soruya 'Ben zekiyim' karşılığını vermek, giderek daha kötü bir yanıt oluyor; çünkü dünyada zeki insan çok. Her yıl yaklaşık 600 kişi SAT sınavında tam puan alıyor. Ayrıca 7000 kişi de bunların birkaç puan gerisinden geliyor. Küreselleşmiş ve 'kazanan her şeyi alır' düzeninde işleyen bir dünyada, bu tür insanlar giderek sizin doğrudan rakipleriniz oluyor. Bizimki kadar bağlantılı hale gelen bir dünyada zekâ, bel bağlanabilecek bir avantaj değil. Ama esneklik, öyle. Zekânın aşırı rekabetçi olduğu ve birçok teknik becerinin otomatize hale geldiği bir dünyada, rekabet avantajları, iletişim, empati ve belki de en önemlisi, esneklik gibi kişisel ve incelikli becerilere dayanıyor. Esnekliğiniz varsa, gerek kariyeriniz, gerekse yatırımlarınız anlamında karşınıza çıkacak iyi fırsatları bekleyebilirsiniz. Gerektiğinde yeni bir beceri öğrenme şansınız daha yüksek olur. Sizin yapamayacağınız şeyleri yapabilen rakiplere yetişme bağlamında duyduğunuz aciliyet hissi azalır; buna karşılık tutkunuzu ve sevdiğiniz alanı kendi temponuzla bulma açısından daha fazla hareket alanınız olur. Yeni bir rutin, daha yavaş bir tempo bulabilir ve hayata farklı bakış açılarından bakabilirsiniz. Çoğu kişi yapamazken bunları yapabilme yeteneği, zekânın artık sürdürülebilir bir avantaj olmadığı bir dünyada, sizi diğerlerinden farklı kılacak birkaç şeyden biridir.” (142-3)
Yazar zaten daha başlıkta diyor. Bu diyor, bir spekülatörün diyor. Anıları diyor. Anlamayan ben için daha açık bir şekilde ifade edeyim! Yani diyor kiYazar zaten daha başlıkta diyor. Bu diyor, bir spekülatörün diyor. Anıları diyor. Anlamayan ben için daha açık bir şekilde ifade edeyim! Yani diyor ki: Ben alırım, satarım. Kimi zaman batar, kimi zaman çıkarım. Sonra tekrar çıkar, tekrar batarım. Ben trader'ım. İşim bu. Benim anılarım da haliyle bunlar. Yatırımcılık ile ilgili bir vaadim yok!
Şimdiiiii madem öyle! Kim bu kitabı yatırım / finansal okuryazarlık kapsamında tavsiye ediyor / eder? Bu kitap ancak nasıl yatırım yapılmaz? Ya da paranızı borsada nasıl hiç edersiniz- uygulamalı anlatımı olabilir.
Sinirliyim. Ama kendime tabii. Bitireceğim diye niye zorluyorsunuz? 300 sayfa boyunca onu aldım, bunu sattım. Açığa sattım, short pozisyon aldım, long pozisyon aldım.. Banttan gelen fiyatlar, bucket shop’lar. Milyoner oldum, milyonları batırdım. Tekrar milyoner oldum, çulsuz kaldım. Pamuk aldım, buğday sattım. Kahve aldım, demir çelik sattım. Endeksin düşeceğini öngördüm, fiyatın çıkacağına emindim…
Kitap boyu dersler aradım durdum -arada yok değil ondan 2 verdim. Yatırımcı için pek bir şey bulamadım. Trader'lar belki faydalanabilir. Ama şu kitabı finansal okuryazarlığa katkısının olduğunu düşünmüyorum. Tavsiye edenlerin de okuyup önerdiklerini sanmıyorum.
Tam bir "hater" yazısı. Allahtan konuyla ilgilenen kitle pek okumuyor. Onun için linç yeme ihtimalim pek düşük. ...more
Kitabı yazdığı seksenli yıllarda 9 milyar dolara çıkmış bir fonu yönetmiş Peter Lynch, döneminin en çok kazandıran fonlarından birinin yöneticisi olmuKitabı yazdığı seksenli yıllarda 9 milyar dolara çıkmış bir fonu yönetmiş Peter Lynch, döneminin en çok kazandıran fonlarından birinin yöneticisi olmuş. Tecrübelerini sokaktaki adama bu işin kumar olmadığını ve nasıl bir strateji izlenirse başarılı olabileceğini, özellikle kişinin kendi çalıştığı ya da her gün nasıl iş yapıldığını gözlemle fırsatı bulduğu sektörleri seçmesinin yaratacağı avantajlarla birlikte anlatıyor. Genelde çok daha bilinmeyen, moda, son teknolojik, eğlenceli işlere yatırım yapma eğilimi var. Kendimden biliyorum. :) Bunlar yorum kabiliyetini de kısıtlıyor. Zaten -diyelim- bilmiyorsun sektörü, nereye gidecek, ne olacak. Bunun yerine kendin yorumlayabileceğin mümkünse sıkıcı sektörlere bir yönlendirme...
Büyük ihtimalle daha az hata yapılacak olan sektörler çünkü bunlar. Kitapta bolca yaptığı hatalara değiniyor Lynch. Özeleştirilerinden dersler çıkarmamızı istediğini düşünüyorum. (Bir de bu işin doğasında bu hatalar var. Onun için çeşitlendirme, yumurtaları aynı kaba koymama elzem.) Bu dersleri özetler halinde tekrar sunduğu kısımları arada gözden geçirmekte fayda var. Şirketleri ayırdığı kategoriler bile çok şey söylüyor. Benim ağır tempolu - döngüsel şirketle ne işim var bunu niye aldım derken bulabiliyorsunuz kendinizi?
Bahsettiği konularda Buffett ve Fisher okurken de denk geldiğim birçok kısım oldu. Aklın yolu bir diyeceğim ama yazar özellikle zekanın bu iş için önemsiz olduğunu vurguluyor. Buffett’ın stratejisi de benzer şekilde yöntemlerinin ne kadar basit olduğunu gözünüze sokuyordu. Bu noktada bunlara hakim olduktan sonra sanırım işin psikolojik boyutu - irade önem kazanıyor. Yavaştan listemizdeki bu kitaplara doğru kaymakta fayda var. :)
Ders niteliğindeki alıntılarım,
"On kişi bir borsacıyla hisse senetleri hakkında konuşmaktan kaçınıp dişçilerle diş taşından söz ediyorsa bilin ki borsa yakında yükselecektir. (96) ...Dördüncü aşamada yine etrafımdaki kalabalık eksilmekte ama bu kez bana hangi hisse senetlerini almam gerektiğini söylüyorlardır. Dişçinin bile aklında birkaç tüyo vardır ve partiyi izleyen günlerde gazeteye bakınca bana önerdiği hisselerin hepsinin değer kazanmış olduğunu görürüm. Tanıdıklarım borsa hakkında, üstelik haklı tavsiyelerde bulunmaya başlayınca artık borsa en yüksek noktasına çıkmış, düşmeye hazırlanıyordur." (96)
"Deneyimli ve disiplinli bir müşterek bahisçi için atlar üzerine bahse girmek gayet güvenli bir uzun vadeli yatırım olabilir. Bu, o kişi için yatırım fonlarına para yatırmak ya da General Electric hisse senetleri almak gibi bir şeydir. Öte yandan her duyduğu tüyoya atılan, gömlek değiştirir gibi portföy değiştiren dikkatsiz ve dağınık bir borsa yatırımcısının” en güzel yeleli ata yada mor pantolonlu jokeye bütün maaşını yatıran bir bahisçiden farkı yoktur." (76)
"İşte en önemli soru bu! Borsada başarılı olmak için gerekli özelliklerin başında sabır, özgüven, sağduyu, dayanıklılık, açık fikirli olmak, bağımsızlık, sebat, alçak gönüllülük, esneklik, araştırmacı bir ruh, hataları kabul edebilme ve kolay kolay paniğe kapılmama becerisi gelir. Zekâ puanına gelince, bence en iyi yatırımcılar en alt yüzde on ile en üst yüzde üç arasındaki gruptan çıkar. Dâhiler teorik düşüncelere kendilerini kaptırdıkları için aslında son derece basit olan hisse senedi hareketlerini bir türlü anlayamazlar."
"Bilgisayarlarla ilgili bir işte çalışmıyorsanız brokerlarınızın size Wang hakkında verdiği tüyoyu bir kenara itin. Wang hakkında başkalarının bilmediği ama sizin bildiğiniz ne olabilir? Bu sorunun yanıtı 'hiçbir şey' ise hiçbir şansınız yok demektir. Ama eğer lastik imal ediyorsanız, dağıtımını ya da satışını yapıyorsanız o zaman Goodyear hisselerini alırken avantajlısınız demektir. İmalat ve satış işinde çalışan kişiler çeşit çeşit hisselerle karşılaşırlar." (113)
"Sıkıcı bir iş yapan bir şirket en az sıkıcı isimli bir şirket kadar iyidir. Hatta bu ikisi bir araya gelirse sonuç muhteşem olur. Hem adı hem de yaptığı iş sıkıcı olan bir şirket, borsa uzmanlarını gerçek değeri anlaşılana kadar kendisinden uzak tutacak, böylece hisselerinin fiyatı sürekli yükselecektir. Eğer kazancı yüksek, bilançosu sağlam bir şirketin yaptığı iş sıkıcıysa önünüzde hisseleri düşük fiyattan almak için bol bol zaman var demektir. Derken şirket değer kazanıp moda olunca elinizdeki hisseleri ancak borsadaki genel eğilime göre alım satım yapan aptal yatırımcılara satabilirsiniz." (157)
"Eminim şimdi unuttuğum buna benzer birçok aptallık daha yapmışımdır. Ama bir hissenin fiyatı yükseldikten sonra onu satmamak gerçekten zordur. Eğer etrafınızda hisselerinizi satmanızı öğütleyen kişiler varsa önce hisseleri ilk başta niçin almıştınız, onu düşünün, ona göre karar verin." (326)
Kitabı dandik kişisel gelişim kitabı kıvamındaki ismine rağmen almamın yegane sebebi Fisher’ın Buffett’ın akıl hocalarından birisi olmasıydı. İsim gerKitabı dandik kişisel gelişim kitabı kıvamındaki ismine rağmen almamın yegane sebebi Fisher’ın Buffett’ın akıl hocalarından birisi olmasıydı. İsim gerçekten olmamış. Zira kitapta anlatılan kriterlere uygun bir hisseye sahip şirket bence sıradan olamaz. Böyle bir elekten geçebilmek marifet. İlk şerhim isme.
Fisher’ın yatırım felsefesi büyük buhrana kadar uzanıyor. Koca bir travma ile başlamış yatırım hayatı. Çok sayıda dersler çıkarmış bunlardan ve riskleri minimuma indiren kılı kırk yaran bir strateji oluşturmuş. Para kaybetmeyi sevmiyor! Bu stratejide şirket yöneticileri ile toplantılar, çalışanlarla muhabbet, rakiplerden, tedarikçilerinden, müşterilerinden “bilgi toplama” önemli bir yer tutuyor. Yatırım yaptığı şirketlerin sektörlerini iyi biliyor! Açıkçası sokaktaki adamın yani sıradan bir yatırımcının harcı değil bunlar. İkinci şerhim de buraya.
Bitmedi. Yazarın dolambaçlı anlatımı! Anlattıkları çok da sevimli konular değil nazarımda. Hakim olduğum konular da değil. Ekstra çaba içindeyim anlamak için. Zaten sıkıcı, zaten sıcak! Bir de üstüne dolan dur. Biçim konusunda tatmin olmak istersen bak roman var, hikaye var. Şiir de yazabilirsin. Üçüncü şerhim buraya.
Üzüm almayacak mıyız? Buffett’ın şirket veya hisse senedi almak için gösterdiği özen aynıdır. Bu konuda Fisher’dan etkilendiğini düşünüyorum. Benzer hassasiyeti -olabilecek maksimum ölçüde- göstermekte fayda var. Yatırımcı sunumları, faaliyet raporlar, aracı kurum şirket raporları okumak, Fisher bahsettiği konularda merak edilenleri ilgili birime sormak sürprizlerle karşılaşmadan önce yerinde olabilir. Ya da madem böyle ağlayacam, o zaman yatırım fonlarında karar kılmakta fayda var diyebiliriz miyiz?
Buradan 2022 2. çeyrekte %476 net dönem karı, %153 FAVÖK açıklayıp 3 sayfa faaliyet raporu yayınlayan şirkete de selam olsun! Yok ya, ne işim olur. :)...more
Warren Buffett'ın odaklı yatırım olarak tabir edilen yatırım stratejisini finansal tablolar üzerinden nasıl kurduğunu tane tane çok basit bir şekilde Warren Buffett'ın odaklı yatırım olarak tabir edilen yatırım stratejisini finansal tablolar üzerinden nasıl kurduğunu tane tane çok basit bir şekilde bu kitap sayesinde anlayabiliyorsunuz. Bütün bu sayılar arasında aradığı tek bir şey var: "sürekli rekabet üstünlüğü". Buna sahip olan şirketleri buluyor ve bu üstünlükleri devam ettiği müddetçe bırakmıyor. Bu kadar basit. :)
Warren Buffet'ın analiz sürecine bakınca yaptıkları çok basit geliyor. Yani herkes yapabilir bunda ne var diyorsun. Ama kimse uygulamıyor (ya da uygulayamıyor). Niye? Bu kısmı davranışsal ekonomiye giriyor diye düşünüyorum. O konuda da listemde kitaplar var. O kitaplarla ilgili konuşurken bu konulara değiniriz.
Finansal okuryazarlık kapsamında okuduğum 4. kitabım. Kafam şimdiden çorba oldu. ...more
Yatırım, finansal okuryazarlık konularını karıştırdığımızda her yerde karşımıza çıkan bir isim var Warren Buffett. Namıdiğer “Omaha Kahini”. Niye bu şYatırım, finansal okuryazarlık konularını karıştırdığımızda her yerde karşımıza çıkan bir isim var Warren Buffett. Namıdiğer “Omaha Kahini”. Niye bu şekilde anıldığını anlamak güç değil. Şirketi Berkshire Hathaway’in yıllar içinde gösterdiği performans bunu net olarak ortaya koyuyor,
Buffett Yatırım Ortaklığı'nın inanılmaz geçmişini bir kenara bırakırsak, Buffett'ın dünyanın en büyük yatırımcısı olduğu iddiasının doğruluğu, Berkshire Hathaway'de başardıklarına (Tablo 8.1) bakılarak kolayca görülebilir. Berkshire Hathaway'in 1965 ile 2012 yılları arasında kırk sekiz yıl içinde defter değeri hisse başına 19 dolardan, şaşırtıcı bir şekilde, hisse başına 114 bin 214 dolara yükseldi; bu da yıllık % 19,7'lik bir getiri oranına karşılık gelir. Karşılaştırıldığında, temettülerin de dahil edildiği S&P 500 endeksi % 9,4 büyüdü. Bu kırk sekiz yılda, S&P 500 endeksi on bir yıl, yani neredeyse beş yılda bir para kaybetti; Berkshire sadece iki olumsuz yıl yaşadı. (303)
Warren Buffet'ın kitabın yazım sürecine dahil olduğunu düşünmüştüm okumaya başlamadan önce. Sonra baktım kitap bittikten sonra haberi olmuş. Bir canım sıkıldı! Ama okudukça çok titiz bir çalışma yapıldığını gördüm. Özellikle Warren Buffett'ın şirket alma/ ortak olma (onun için bu ikisi aynı şey) doktrinlerini örnek şirketler üstünden anlatan bölüme hayran kaldım. Yazar hepsini Buffett'ın kriterleri açısından son derece detaylı incelemiş. Bazı finansal kısımları anlamadım. Ekonomi 101, Yatırım 101 yetmedi. :) (15-20 sayfalık bir kısım)
Anlamadığım kısımlar tam da Buffett'in sadece bunları bilsen yeter dediği kısımlar:
Bizim görüşümüze göre,” diyordu Buffett, “yatırım öğrencilerinin sadece iyi öğretilmiş iki derse ihtiyaçları vardır: Bir Şirkete Nasıl Değer Biçilir? ve Piyasadaki Fiyatlara Nasıl , Bakılır?” (310)
Buffett'ın "Değer Yatırımı" bir önceki okumamda (yatırım 101) ilgimi çektiği için bu kitaba başlamıştım. Burada konu "Odaklı Yatırım" şeklinde daha da detaylandı. Bunun ana hatlarına dair bir alıntı yapıp şu anlamadığım kısımları nasıl öğrenirim biraz o kısmı tırmalamaya başlayacağım. ...more
Kitabı sevdim. Bütün yatırım araçlarını tek tek tanıtıyor. Çok kafamın basmadığı “açığa satış” konusunu bile anlaşılır hale getiriyor. Sonrasında da bKitabı sevdim. Bütün yatırım araçlarını tek tek tanıtıyor. Çok kafamın basmadığı “açığa satış” konusunu bile anlaşılır hale getiriyor. Sonrasında da bu yatırım araçlarından kendi profilimize uygun bir portföyü nasıl oluşturabileceğimize geliyor sıra. Profile uygun şekilde yapılan bir çeşitlendirme / sepet hazırlanması. Çeşitlendirme riski dağıtmak açısından önemli. Üstatların konu hakkındaki görüşleriyle de tamamlanıyor. Warren Buffett'ın değer yatırımcılığını çok beğendim. Kitapta özellikle vurgulamak istediğim bir bölüm olduğu için buraları kısa kesiyorum. :)
“Harika bir şirketi uygun bir fiyattan almak uygun bir şirketi harika bir fiyattan almaktan çok daha iyidir. —Warren Buffett (132)
Peki şimdi yatırıma hazır mıyız? Enflasyonu yenebilecek miyim? (bknz Eko 101)
Yolculuk uzun. Uzun olmasına da vakit de nakit. :) Harekete geçmek önemli. Kitabın bence en önemli bölümü de bunu işaret ediyor: ZAMANIN GÜCÜ. Bu başlık BİLEŞİK GETİRİ’nin zaman ile birleştiğinde nasıl sonuçlar verebildiğini çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Onun için bileşik getiriden faydalanabileceğimiz yatırım araçlarına yönelmeyi mantıklı buluyorum.(Yanlış anlaşılmasın bu parayı faize koyalım demek değil. Para piyasaları enflasyonu yenebilecek araçlar değil. ) Konu dağılsın istemediğimden, kitaptaki çok beğendiğim örnek ile herhangi bir yatırım tavsiyesinde bulunmadan sözlerimi noktalıyorum.
İkisi de yirmi beş yaşında olan Madison ve Cooper'ın öykülerine bir göz atalım.
Madison, şirketinin 401(k) planına, her yıl 2.000'er dolar olmak üzere on Yıl yatırım yapar. Daha sonra otuz beş yaşında ödemeyi durdurur, planına bir peni dahi eklemez. Madison yatırımları üzerinden ortalama yıllık yüzde on büyüme oranı bekleyebilir. Erken başladığı ve emeklilikte almadan önce artması için parasına zaman tanıdığından, altmış beş yaşında 556.197 dolar parası olur.
Otuz dört yaşında başlayan Cooper otuz yıl boyunca her yıl 401(k) planına 2.000 dolar yatırır. Cooper sonuçta Madison'un üç katı fazla para ayırır. Fakat onun emeklilik parası (yıllar içinde aynı oranda kazanır) sadece 328.988 dolar olur. Bu miktar Madison'ınkinden çok daha azdır; fark 225.000 dolardan fazladır.
Hem Madison hem de Cooper bileşik faizin gücünden yararlandı, Madison daha erken başladı, dolayısıyla daha yüksek kazanç elde etti. Öyküden çıkarılacak ders şudur: Emeklilikte bu on binlerce ve hatta yüz binlerce dolarlar olmadan yaşamınızı sürdürebilecekseniz, öyleyse ayak sürümeye devam edin. Bir kenara ayırdığınız para üzerindeki bileşik etkiyi hesaplamanın en kolay yolu bir çevrimiçi hesaplayıcıdan yararlanmaktır (şu internet sitesindekini deneyin: www.bankrate.com/calculators.aspX). (185)
401(k) Planı dediği çalışılan şirket tarafından yatırılan BES gibi bir şey, para da faizde durmuyor bileşik faiz dediğine takılmamalı, Aynı senaryoyu BES ile işletebilirsiniz,
Aşağı yukarı yirmi yıldır en önemli emeklilik yatırım araçlarından biri 401(k) planıdır. İşvereniniz tarafından oluşturulan 401(k) emekliliğiniz için para biriktirmenize (ve artırmanıza) yardımcı olacak şekilde tasarlanır, 401(k)'nıza aktardığınız para bir havuzda toplanır ve hisse senedi, tahvil, yatırım fonu veya diğer yatırım türlerine yatırım yapılır. Yatırım türünü şirketinizin seçenekler listesinden seçersiniz..(185)
Yüksek enflasyon altında ezilmeyi bir nebze olsun hafifletebilmek adına finansal okuryazarlık öğrenmek maksadıyla bir dizi kitap edindim. İlki “EkonomYüksek enflasyon altında ezilmeyi bir nebze olsun hafifletebilmek adına finansal okuryazarlık öğrenmek maksadıyla bir dizi kitap edindim. İlki “Ekonomi 101” idi. Tamamlamış bulunmaktayım. Yıllarca bankada yazılım yapmış -bunun 4 yılı yatırım ürünleri bölümü...more
İnsan biraz şöyle ekonomi tarihine bakınca iyice dehşete düşüyor. Ekonomist olsam herhalde ekonomi yönetimine baktıkça kitapları ısırır, Ne diyeceğim,
İnsan biraz şöyle ekonomi tarihine bakınca iyice dehşete düşüyor. Ekonomist olsam herhalde ekonomi yönetimine baktıkça kitapları ısırır, makaleleri kemirirdim. Son yüz - yüz elli yılda ne kadar kriz, ne kadar buhran varsa ısrarla üzerlerine giden bir ülke ortaya çıkıyor okudukça. Bu cahillikle, kötü niyetle, liyakatsızlıkla, nepotizmle açıklanabilecek kadar basit bir konu değil. Bu kadar yanlış ancak bilerek isteyerek ve üzerinde özenle çalışarak yapılır. Üretmeden para politikalarıyla durumu toparlamaya çalışmak (27,29. Bölüm), balon bir inşaat ekonomisi yaratıp onunla gelişmeye çalışmak (38. Bölüm), insanların çok ciddi borçlar altına girmesini sadece izlemek-harcayacak para kalmadığı durumlar (18. Bölüm), tekelleşmeye el vermek (15. Bölüm), ya da tam zıttı işler. Serbest piyasanın zabıtalar eliyle kontrolü ve çadırlar kurarak piyasaları ehlileştirme çalışmaları (16. Bölüm, Stalin'e mi özendiniz siz bakim), sürekli müdahele edilen merkez bankası (34. Bölüm) -kitapta geçiyor muydu şimdi bulamadım ama- sürekli manipüle edilen rakamlar… Hangi uç örnek, hangi mayın varsa hepsinin üzerine özenle giden bir ekonomi dümeni.
İnsan (ucundan azıcık) biraz buhran, biraz kriz, biraz Keynes, biraz Friedman, Minsky, Piketty okuyunca bile çıldırıyor. Allah'ım sen bizi bilgiden koru! Yoksa bu topraklarda azıcık bilginin bile yarattığı farkındalık inanılmaz ızdıraplara sebebiyet veriyor.
"22. Bölüm - Büyük Hamle" başlığında Asya Kaplanlarından bahsediliyor. 1961 yılında Park Chung-hee Güney Kore'nin başına geçiyor. Kalkınma hamlesini başlatıyor. Bizim rakamlarımız 1970 'lerde bu ülke ile aynı. Bugün? Emperyalistler artık koşarken yeni yeni emeklemeye başlayan, 300 yıl geriden gelen ülkeler bunlar. Ve yetişiyorlar da. Bu işlerin nasıl yapılacağı, yapıldığı belli. Bu yolculukları farklı zaman dilimlerinde farklı ülkeler yaptılar. Yeter ki aklı, bilimi, teknolojiyi, -bunları temel alan- eğitimi kendine kıble seç. Bu yolda ilerle. Çağın gereklerini yerine getir. Kendine gerçeklerine uygun olacak şekilde yap bunu ! Bu ülke kurulurken olduğu gibi.
"36.Bölüm - Bulanık Zihinler, 37. Bölüm - Reel Dünyada Ekonomi" Enformasyon ekonomisi, Davranışsal ekonomi güzel konular. Ekonomik tercihlerimiz kesinlikle rasyonel değil. Bunları görmek, farkına varmak adına bu konularda okuma yapmak şart. Yoksa firmalar çok çakal. Sürekli "keklenmeye" devam. :(
Yazarın “klasik ekonomi” diye ifade ettiği tutum, kitabı kaleme alırken çok sık dünyayı bu gözle değerlendirmesi, analizlerini bu doğrultuda yapması çok canımı sıktı. Üşenmedim saydım 20 farklı noktada birbirimize girmişiz. :)) Ama puanlamayacağım. Çok şey öğrendim, tamamı el emeği göz nuru 34 sayfa not tutmuşum. Şimdilik bu kadarla yetiniyorum. Belki kalemimin ucunu açıp bir daha gelirim. ...more