Selin Arslanhan

Selin Arslanhan

İstanbul, İstanbul, Türkiye
6 B takipçi 500+ bağlantı

Hakkında

I have 15+ years of experience in strategy, policy, and business development, particularly in data-driven analysis and generating actionable insights in the evolving fields of green technology, life sciences, and sustainable development. As a think & do tanker, my expertise lies in developing data-driven content and engagement strategies that nurture thriving ecosystems for policy and technological innovation.

My initiatives also focus on closing the gap between companies, startups, government bodies, and multinational organizations by creating content and establishing collaborative platforms, thus fostering synergy within the ecosystem. I am continuously seeking to contribute to the development of strategies and policies that not only drive technological innovation but also lay the groundwork for a green economy.

https://twitter.com/@SelinArslanhan

https://www.ekonomim.com/yazar/selin-arslanhan/1060

Selected Projects:
• Plastic Circularity Regulatory Gap Analysis in Turkey
• The Turkey-EU Business Dialogue (TEBD) European Green Deal Transformation
• Startup Programs: Green Ankara, BiGG Bio & BiGG Impact, GreenTech İzmir, BIOStartup,CoronaSprint, Kandilli Health
•. Designing a Roadmap for AMR Policies in Turkey
• TOBB ETU Strategy and Roadmap Development
• TTGV Health 2030
• An Economic Assessment and Strategy Design for AMR in Turkey
• Designing Public-Private Partnership Models in High-Tech Industries
• The Roadmap for Pharmaceutical Industry R&D, Manufacturing and Export Ecosystem
• High-tech FDI and Investment Environment in Turkey
• Life Science Ecosystem in Turkey - Feasibility Report
• Economic Assessment of the REACH Regulation on the Chemicals Industry of Turkey
• The Regulatory Impact Assessment for the Establishment of National Cancer Institute of Turkey

Selected Conference Presentations/Invited Talks
• Green Economy Investment Summit, 2024, Turkey
• Horasis Global Meeting, 2023, Turkey
• Turkey-EU Business Dialogue Final Conference, 2023,Turkey
• Eskisehir Industry Congress, 2022, Turkey
• Leadership Summit in a Changing World, 2022, Turkey
• Turkey-EU Business Dialogue Women Entrepreneurs Online Forum, 2020
• Geneva Network Meeting, 2017, USA
• BIO International Conference, 2017, USA
• CPHI 2017 BIO Conference, 2017, Turkey
• China T20 Kick-off Conference, 2015, China
• INNOVATION 20 SUMMIT-G20, 2015, Turkey
• THINK 20 Regional Seminar-G20, 2015, Germany
• G20 MIKTA Meeting, 2015, Australia
• Bioeconomy Conference, 2014, Italy

Etkinlik

Tüm faaliyetleri görmek için hemen katılın

Deneyim

  • LETVEN CAPITAL Grafik
  • -

  • -

    Istanbul, Turkey

  • -

  • -

  • -

  • -

  • -

  • -

    Istanbul, Turkey

  • -

    Istanbul, Turkey

  • -

  • -

    Ankara, Turkey

  • -

    Ankara, Turkey

Eğitim

  •  Grafik

    -

  • -

  • -

Yayınlar

  • The Interest Of Traditional Companies In Technology Start-Ups Is Increasing Rapidly: “If You Can’t Make It, Buy A Start-Up!”

    TEPAV

    1. The World has changed with the arrival of new technologies. New technologies have not only changed the way in which manufacturing and R&D is carried out, but also policy design processes, administrative structures, corporate behaviors and business models. Whether we accept it or not in Turkey, this is a reality. In contrast to sustaining the old ways, the ‘new’ brings with it hardships as it encapsulates learning and adapting. I believe, this is behind our insistence on keeping the old ways.…

    1. The World has changed with the arrival of new technologies. New technologies have not only changed the way in which manufacturing and R&D is carried out, but also policy design processes, administrative structures, corporate behaviors and business models. Whether we accept it or not in Turkey, this is a reality. In contrast to sustaining the old ways, the ‘new’ brings with it hardships as it encapsulates learning and adapting. I believe, this is behind our insistence on keeping the old ways. My purpose in writing this note is to point out the changing world once more, and this time, doing it through ensampling the transformation in traditional companies are going through and then draw attention to the impropriety of being stuck in the past as is the case in Turkey...

    Yayını gör
  • Teknoloji Start-Uplarına Geleneksel Şirketlerin İlgisi Hızla Artıyor: “Kendin Yapamıyorsan, Bir Start-Up Satın Al!”

    TEPAV

    1. Yeni teknolojilerle birlikte dünya artık değişti. Yeni teknolojiler sadece üretimin, Ar-Ge’nin yapılma biçimini değil, politika tasarım süreçlerinden idari yapılara, şirket davranış biçimlerinden iş modellerine çok şeyi değiştirdi. Türkiye’de biz bunu kabul etsek de, etmesek de bu böyle. Eskiyi aynı şekilde sürdürmeye göre, yeni olan hep bir daha zordur ya, içinde öğrenmek var, adapte olmak var, sanıyorum o yüzden bu eski ısrarımız. Bu notta amacım, bir kez daha değişen dünyaya işaret…

    1. Yeni teknolojilerle birlikte dünya artık değişti. Yeni teknolojiler sadece üretimin, Ar-Ge’nin yapılma biçimini değil, politika tasarım süreçlerinden idari yapılara, şirket davranış biçimlerinden iş modellerine çok şeyi değiştirdi. Türkiye’de biz bunu kabul etsek de, etmesek de bu böyle. Eskiyi aynı şekilde sürdürmeye göre, yeni olan hep bir daha zordur ya, içinde öğrenmek var, adapte olmak var, sanıyorum o yüzden bu eski ısrarımız. Bu notta amacım, bir kez daha değişen dünyaya işaret etmek, bunu bu kez geleneksel şirketlerdeki değişim ile örneklemek ve sonra da Türkiye’ye dönüp eskide kalma ısrarımızın yersizliğine vurgu yapmak...

    Yayını gör
  • Abdi İbrahim, Amerikalı biyoteknoloji start-up’ı Ocugen’e yatırım yaptı

    TEPAV

    Geçtiğimiz günlerde, Türkiye’nin en büyük ilaç şirketlerinden Abdi İbrahim’in, Amerikalı start-up Ocugen’e 7,5 milyon dolarlık yatırım yaptığı açıklandı.[1] Abdi İbrahim ile birlikte yatırım ortağı olarak Kazakistanlı şirket JSC Lancaster Group yer aldı. Ocugen, göz hastalıkları üzerine çalışan, preklinik ve klinik çalışmaları devam eden ilaçlara sahip bir biyoteknoloji start-up’ı...

    Yayını gör
  • İnovasyonu Kim Yapıyor? Büyük Şirketler Mi Start-Uplar Mı?

    TEPAV

    1. Dünyanın içinden geçtiği teknolojik dönüşümle birlikte sadece üretim yöntemleri değil, iş modelleri de değişti. 21. yüzyılda bilim ve teknolojideki yeniliklerin hem ortaya çıkma ve yayılma hızlarındaki önemli artış, hem de yeni teknolojilerin multidisipliner ve giderek karmaşıklaşan niteliği gereği, büyük şirketlerin değişen süreçlere Ar-Ge departmanlarını adapte edebilme gücü azaldı. Ar-Ge verimlilikleri düştü. Bununla birlikte küçük olmaları nedeniyle değişime çok daha kolay adapte…

    1. Dünyanın içinden geçtiği teknolojik dönüşümle birlikte sadece üretim yöntemleri değil, iş modelleri de değişti. 21. yüzyılda bilim ve teknolojideki yeniliklerin hem ortaya çıkma ve yayılma hızlarındaki önemli artış, hem de yeni teknolojilerin multidisipliner ve giderek karmaşıklaşan niteliği gereği, büyük şirketlerin değişen süreçlere Ar-Ge departmanlarını adapte edebilme gücü azaldı. Ar-Ge verimlilikleri düştü. Bununla birlikte küçük olmaları nedeniyle değişime çok daha kolay adapte olabilen, yeni teknolojiler söz konusu olduğunda tek ya da sadece birkaç alana odaklanmış olarak çalışan teknoloji start-uplarının sayısı ve önemi giderek arttı. Büyük şirketler, hem neredeyse bir zorunluluk hem de daha maliyet etkin bir seçim olarak inovasyona teknoloji start-upları aracılığıyla erişmeye başladılar...

    Yayını gör
  • The G20 Hamburg Leaders’ Declaration is out: Antimicrobial Resistance (AMR) is on the agenda again

    TEPAV

    Following the G20 Leaders’ Summit held on 7-8 July, the G20 Hamburg Leaders' Declaration was announced yesterday. In general, when compared to the exciting declaration announced last year during China’s presidency, it is possible to say that this year's G20 communique is back to its old static self. The Chinese presidency of the G20, in addition to main global affairs agenda being written up year-in-year-out, had given space to new rhetoric and actions showing that it had transformed into a…

    Following the G20 Leaders’ Summit held on 7-8 July, the G20 Hamburg Leaders' Declaration was announced yesterday. In general, when compared to the exciting declaration announced last year during China’s presidency, it is possible to say that this year's G20 communique is back to its old static self. The Chinese presidency of the G20, in addition to main global affairs agenda being written up year-in-year-out, had given space to new rhetoric and actions showing that it had transformed into a 21st century platform. However, especially regarding its general framework, it is not hard to see that the G20 has gone back to square one...

    Yayını gör
  • G20 Hamburg Liderler Bildirgesi Açıklandı: Antimikrobiyal Direnç (AMR) Yine Gündemde

    TEPAV

    7-8 Temmuz’da gerçekleşen G20 Liderler Zirvesi’nin ardından dün, G20 Hamburg Liderler Bildirgesi açıklandı. Genel çerçeve olarak, geçen yıl Çin dönem başkanlığında açıklanan heyecan verici bildirgeyle kıyaslandığında, bu yıl G20 bildirgesinin tekrar eski durağan havasına büründüğünü söylemek mümkün. Çin döneminde G20, her yıl değinilen küresel meselelerin yanı sıra, artık bir 21.Yüzyıl platformuna dönüştüğünü gösterecek söylemlere ve aksiyonlara yer verirken, bu yıl yine özellikle genel…

    7-8 Temmuz’da gerçekleşen G20 Liderler Zirvesi’nin ardından dün, G20 Hamburg Liderler Bildirgesi açıklandı. Genel çerçeve olarak, geçen yıl Çin dönem başkanlığında açıklanan heyecan verici bildirgeyle kıyaslandığında, bu yıl G20 bildirgesinin tekrar eski durağan havasına büründüğünü söylemek mümkün. Çin döneminde G20, her yıl değinilen küresel meselelerin yanı sıra, artık bir 21.Yüzyıl platformuna dönüştüğünü gösterecek söylemlere ve aksiyonlara yer verirken, bu yıl yine özellikle genel çerçevesi açısından eski yıllara geri döndüğünü görmek çok zor değil...

    Yayını gör
  • What is on the Global Agenda Following the G20 Hangzhou Summit? And Where does Turkey Stand in this Agenda?

    TEPAV/Evaluation Note

    The Chinese G20 Presidency ended with the Hangzhou Summit held on 3-4 September, 2016. It is important to asses the highlights of the global agenda as set by the Hangzhou Summit in view of recent events which include an increasing number of terror attacks and security issues as well as political developments such as Brexit and the US elections all the year round. At the same time, it is important not to keep in mind that the framework agreed upon at the G20 Hangzhou Summit is a shared vision…

    The Chinese G20 Presidency ended with the Hangzhou Summit held on 3-4 September, 2016. It is important to asses the highlights of the global agenda as set by the Hangzhou Summit in view of recent events which include an increasing number of terror attacks and security issues as well as political developments such as Brexit and the US elections all the year round. At the same time, it is important not to keep in mind that the framework agreed upon at the G20 Hangzhou Summit is a shared vision of the global agenda that was developed against the backdrop of recent global developments and in spite of the busy domestic agendas of individual countries participating in the summit. All the messages conveyed by the Summit this year –that began with the Chinese President Xi Jinping’s speech and ended with the Hangzhou leaders communique- point to an effort to turn the G20 into a platform to address 21st century challenges.

    Yayını gör
  • G20 Hangzhou Zirvesi’nin Ardından Küresel Gündem: Türkiye Bu Gündemin Neresinde?

    TEPAV Değerlendirme Notu

    G20 Çin dönemi, 3-4 Eylül’de yapılan Hangzhou Zirvesi ile sona erdi. 2016 gibi farklı ülkelerdeki artan terör olayları ile güvenlik sorunlarına tanıklık ettiğimiz, bunun yanı sıra Brexit, ABD seçim gündemi gibi hem ekonomik hem siyasi projeksiyon tartışmaları ile dolu bir yıl devam ederken, Hangzhou Zirvesi’ne küresel gündemin ana meseleleri neler diye bakmakta fayda var. G20 Zirvesi’nde tüm liderlerin mutabakat sağladığı çerçevenin, son dönemde her ülkenin kendi yoğun gündemlerine rağmen…

    G20 Çin dönemi, 3-4 Eylül’de yapılan Hangzhou Zirvesi ile sona erdi. 2016 gibi farklı ülkelerdeki artan terör olayları ile güvenlik sorunlarına tanıklık ettiğimiz, bunun yanı sıra Brexit, ABD seçim gündemi gibi hem ekonomik hem siyasi projeksiyon tartışmaları ile dolu bir yıl devam ederken, Hangzhou Zirvesi’ne küresel gündemin ana meseleleri neler diye bakmakta fayda var. G20 Zirvesi’nde tüm liderlerin mutabakat sağladığı çerçevenin, son dönemde her ülkenin kendi yoğun gündemlerine rağmen ortaya çıkmış küresel gündemin ortak ana çerçevesi olduğunu unutmamak ve bu açıdan değerlendirmek gerekir. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in açılış konuşması ile başlayıp Hangzhou Sonuç Bildirgesi ile sona eren Zirve’nin tüm mesajları, G20’nin bu yıl bir 21.yüzyıl platformuna dönüşme çabasına işaret ediyor.

    Yayını gör
  • Milli uçak mı, milli otomobil mi, milli ilaç mı yoksa hepsi mi?

    Selin ;Arslanhan Memis/TEPAV

    Geçtiğimiz günlerde TÜİK, 2014 yılı Ar-Ge istatistiklerini açıkladı. Türkiye, 2014 yılında Ar-Ge’ye toplam 8 milyar dolar harcamış. 2013 yılında GSYH içinde yüzde 0,95 olan Ar-Ge harcamaları payı, 2014 yılında yüzde 1,01’e ulaşmış. Ekonomik büyümede yeni bir strateji ihtiyacımızı hemen her gün dile getirdiğimiz, inovasyonun önemi konusunda hemfikir olduğumuz bugünlerde, Ar-Ge harcamalarındaki artış önemli ve sevindirici. Peki, bu 8 milyar dolar ile neler yapılabilir? Milli uçak mı, milli…

    Geçtiğimiz günlerde TÜİK, 2014 yılı Ar-Ge istatistiklerini açıkladı. Türkiye, 2014 yılında Ar-Ge’ye toplam 8 milyar dolar harcamış. 2013 yılında GSYH içinde yüzde 0,95 olan Ar-Ge harcamaları payı, 2014 yılında yüzde 1,01’e ulaşmış. Ekonomik büyümede yeni bir strateji ihtiyacımızı hemen her gün dile getirdiğimiz, inovasyonun önemi konusunda hemfikir olduğumuz bugünlerde, Ar-Ge harcamalarındaki artış önemli ve sevindirici. Peki, bu 8 milyar dolar ile neler yapılabilir? Milli uçak mı, milli otomobil mi, milli ilaç mı yoksa hepsi mi?

    Yayını gör
  • Çin, inovasyon konuşmaktan inovasyon yapmaya nasıl geçmiş?

    TEPAV/Selin Arslanhan Memiş

    "Son yıllarda neredeyse her gün, Türkiye’de ileri teknolojili ihracatın önemi, inovasyonun gerekliliği üzerine sohbet ediyoruz. Kamu kurumları ile, özel sektör ile, üniversiteler ile ayrı ayrı ya da hep birlikte. Sanıyorum artık hepimiz, ileri teknolojili sıçrama ve inovasyonun önemi konusunda hemfikiriz. Fakat iş yapmaya gelince, bir yerlerde bir sorun var gibi duruyor..."

    Yayını gör
  • G20 Ülkelerinde Bilim, Teknoloji ve İnovasyon

    TEPAV/Selin Arslanhan Memiş

    "1. Bilim ve teknolojideki gelişmeler ile inovasyona dayalı stratejiler, gerek ülke gerekse şirket seviyesinde verimlilik artışının ve rekabetin temel unsurları haline gelmiştir. Büyümenin en önemli belirleyicilerinden biri teknolojik değişimle birlikte artan verimlilik olup, yeni teknolojilerin odağı da verimlilik artışı ve küresel meselelere çözüm üretmektir. Geçtiğimiz yıl Avustralya Brisbane G20 Liderler Zirvesi’nde küresel ekonomiyi gelecek 5 yıl içinde yüzde 2,1 oranında büyütme hedefi…

    "1. Bilim ve teknolojideki gelişmeler ile inovasyona dayalı stratejiler, gerek ülke gerekse şirket seviyesinde verimlilik artışının ve rekabetin temel unsurları haline gelmiştir. Büyümenin en önemli belirleyicilerinden biri teknolojik değişimle birlikte artan verimlilik olup, yeni teknolojilerin odağı da verimlilik artışı ve küresel meselelere çözüm üretmektir. Geçtiğimiz yıl Avustralya Brisbane G20 Liderler Zirvesi’nde küresel ekonomiyi gelecek 5 yıl içinde yüzde 2,1 oranında büyütme hedefi benimsenmiştir. Bu kapsamda bilim ve teknoloji, gerek büyüme oranlarına katkısı, gerekse enerji, gıda güvenliği, iklim değişikliğine çözümler ile sürdürülebilir büyüme etkisi nedeniyle G20 gündemi için son derece önemlidir.



    2. Her ne kadar hem sürdürülebilir büyüme hem de yüzde 2,1’lik hedefin tutturulması için kritik de olsa, teknoloji ve inovasyon G20 gündemine girememiştir. Önceki yıllarda buna yönelik çeşitli çabalar sergilenmiş, son olarak geçtiğimiz yıl Avustralya’da G20 Zirvesi etrafında bir İnovasyon-20 grubu oluşturularak, sürdürülebilir büyüme ve biyoteknoloji odağıyla bir konferans düzenlenmiştir. Bu yıl, Türkiye’nin G20 başkanlığı döneminde, teknoloji ve inovasyon T20 konuları arasına dahil edilmiştir. Teknoloji ve inovasyon teması, G20’nin mevcut sorunlarını konuşmanın yanında küresel meseleleri dikkate alarak gelecek ajandayı şekillendirmek için önem taşımaktadır..."

    Yayını gör
  • Science, Technology and Innovation in G20 Countries

    TEPAV/Selin Arslanhan Memiş

    "1. Major science and technology-driven changes reshape global manufacturing and value chains in recent years. Developments in technology and innovation based strategies have become the basic factors of competitiveness at the level of both countries and companies. One of the basic determinants of economic growth is productivity, which rises with technological change. The focus of new technologies is to enhance productivity and provide solutions for the challenges created by global megatrends…

    "1. Major science and technology-driven changes reshape global manufacturing and value chains in recent years. Developments in technology and innovation based strategies have become the basic factors of competitiveness at the level of both countries and companies. One of the basic determinants of economic growth is productivity, which rises with technological change. The focus of new technologies is to enhance productivity and provide solutions for the challenges created by global megatrends in demographics, globalisation and sustainability. At the Brisbane summit in Australia, G20 Leaders set the additional 2.1% growth target by 2018. Within this context, science and technology are critical due to their contribution to the rate of growth as well as its sustainability.

    2. Despite being critical for both sustainable growth and the 2.1% target, technology and innovation have not been moved in G20 agenda yet. The parties made an effort to this end over the past years, the most recent of which was the creation of an Innovation-20 group around the G20 summit in Australia last year, as well as the organization of a conference focusing on sustainable growth and biotechnology. This year, during the G20 presidency of Turkey, technology and innovation have been included among the T20 themes. This theme is significant for taking into consideration global challenges and sustainability as well as shaping the future agenda of G20..."

    Yayını gör
  • Yeni Sanayi Politikasının Odağında Teknoloji Platformları Var: Biyoteknoloji, Nanoteknoloji ve BİT

    TEPAV/Selin Arslanhan Memiş

    1. Dünya teknolojik bir dönüşümden geçiyor. Sanayiden hizmetlere, tarımdan iklim değişikliğine tüm eğilimler yeni teknolojilerin etkisiyle yeniden şekilleniyor. İşlerin yapılış biçimi değişirken, bilim ve teknoloji politikaları da küreselleşiyor. Her geçen gün bilimsel gelişmelerin teknolojik yansımalarını, bu yansımaların da üretim süreçlerinde yarattığı farklılığı izlemek mümkün. Yeni teknolojilerden kaynaklanan bu yeni üretim devrimi, değer zincirlerini farklılaştırdığı gibi, küresel…

    1. Dünya teknolojik bir dönüşümden geçiyor. Sanayiden hizmetlere, tarımdan iklim değişikliğine tüm eğilimler yeni teknolojilerin etkisiyle yeniden şekilleniyor. İşlerin yapılış biçimi değişirken, bilim ve teknoloji politikaları da küreselleşiyor. Her geçen gün bilimsel gelişmelerin teknolojik yansımalarını, bu yansımaların da üretim süreçlerinde yarattığı farklılığı izlemek mümkün. Yeni teknolojilerden kaynaklanan bu yeni üretim devrimi, değer zincirlerini farklılaştırdığı gibi, küresel ölçekte üretimi tamamen değiştirme potansiyeline de sahip. Bu potansiyel, son yıllarda gerek ekonomik durgunluk gerekse küresel eğilimlerin etkisiyle sürdürülebilir büyüme kavramının küresel gündeme yerleşmesi sonucu, daha da ilgi çeker hale geldi. Bu not ile, dünyadaki teknolojik dönüşümün anlamının ve bu dönüşümle ortaya çıkan yeni sanayi politikası yaklaşımının ortaya konması amaçlanmaktadır. Buradan yola çıkarak, bu yeni küresel çerçevede Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni hikayeye işaret edilmektedir.

    2. Sürdürülebilir büyüme ve yeşil sanayinin gündeme yerleşmesi ile, yeni teknolojik gelişmelerin odağını küresel problemler ve verimlilik artışları oluşturuyor. Küresel meselelerin başında doğal kaynaklardaki kısıt, demografik değişim, gıda güvenliği ve iklim değişikliği geliyor. Yaşlanma, yaşam beklentisindeki artış, göreli gelir artışı talep yapısını değiştiriyor. Talepteki değişimin yanı sıra, doğal kaynaklardaki kısıt ile gündeme gelen enerji verimliliği ve bunlarla birlikte etkisi daha fazla hissedilen iklim değişikliği, sürdürülebilirlik kavramını ortaya koyuyor. Sanayi devrimi teknolojilerinden farklı olarak, son yılların yeni teknolojilerinin bu küresel sorunlara çözüm arayışının yanında, sosyal ve ekonomik etkilerinin daha büyük olması bekleniyor. Bu beklentinin nedenini, yeni teknolojilerin farklı birçok sektörü etkileyen yatay teknoloji platformları olmasına bağlamak mümkün.."

    Yayını gör
  • Biyoteknolojide son yıllarda artan birleşme ve satın alma işlemleri ne anlama geliyor?

    TEPAV/Selin Arslanhan Memiş

    "Geçtiğimiz günlerde Pfizer’in AstraZeneca’yı satın almak üzere verdiği teklif, dikkati ilaç sektöründe sayıları artan birleşme ve satın alma işlemleri üzerine çekti. İlaç Ar-Ge’sinde başarı oranlarının giderek düşmesi, patent süreleri dolan ilaçlar, fiyat ve bütçe tedbirleri gibi nedenlerle, pazar paylarında kayıp riski ile karşılaşan büyük ilaç şirketleri karlılıklarını ve konumlarını korumak amacıyla birleşme ve satın alma işlemlerine yöneldiler. Son yıllardaki birleşme ve satın almaların…

    "Geçtiğimiz günlerde Pfizer’in AstraZeneca’yı satın almak üzere verdiği teklif, dikkati ilaç sektöründe sayıları artan birleşme ve satın alma işlemleri üzerine çekti. İlaç Ar-Ge’sinde başarı oranlarının giderek düşmesi, patent süreleri dolan ilaçlar, fiyat ve bütçe tedbirleri gibi nedenlerle, pazar paylarında kayıp riski ile karşılaşan büyük ilaç şirketleri karlılıklarını ve konumlarını korumak amacıyla birleşme ve satın alma işlemlerine yöneldiler. Son yıllardaki birleşme ve satın almaların büyük çoğunluğunda amaç, yeni molekül ve ürünlere erişerek konumunu koruyabilmek ya da karlılığını ve pazar payını arttırmaktı. 2012 yılında ilaç sektöründeki birleşme ve satın alma işlemlerine baktığımızda, 500 milyon dolar ve üzerinde gerçekleşen işlemlerin yüzde 41’inde amacın Ar-Ge aşamasındaki yeni molekül/ürünlere erişim olduğunu görüyoruz (Şekil 1). Yüzde 31’i ise pazara çıkmış ürünleri şirketlerin kendi ürün portföylerine katma isteğiyle yapılmış..."

    Yayını gör
  • Temel Bilimlere İlişkin Bir Değerlendirme

    TEPAV/Selin Arslanhan Memiş

    Geçtiğimiz günlerde, Ege Üniversitesi tarafından düzenlenen Temel Bilimler Sempozyumunda temel bilim politikasını tartıştık. Katılımın büyük çoğunluğunu Türkiye’nin dört bir tarafından gelen temel bilimci akademisyenler oluşturuyordu. Her ne kadar artık yumurta kapıya dayanmış da olsa temel bilim politikasını tartışmaya açmak ve böyle bir grubu toplamak çok iyi başlangıçtı. Ege Üniversitesi’ne bu vizyon ve organizasyon için teşekkürle başlamak isterim yazıya.Yer aldığım panelde temel bilimlerin…

    Geçtiğimiz günlerde, Ege Üniversitesi tarafından düzenlenen Temel Bilimler Sempozyumunda temel bilim politikasını tartıştık. Katılımın büyük çoğunluğunu Türkiye’nin dört bir tarafından gelen temel bilimci akademisyenler oluşturuyordu. Her ne kadar artık yumurta kapıya dayanmış da olsa temel bilim politikasını tartışmaya açmak ve böyle bir grubu toplamak çok iyi başlangıçtı. Ege Üniversitesi’ne bu vizyon ve organizasyon için teşekkürle başlamak isterim yazıya.Yer aldığım panelde temel bilimlerin sanayi ve Ar-Ge açısından önemini konuştuk. Sanıyorum artık herkes Türkiye’nin önümüzdeki dönemde bilgiye dayalı bir ekonomik büyüme modeline ihtiyacı olduğu, bunun da inovasyon olmadan olamayacağı konusunda hemfikir. Fakat temel bilimlerin bu süreçteki rolü ve önemi konusunda aynı noktada olmadığımızı düşünüyorum. Her zaman olduğu gibi dün de herkes “temel bilimlerin önemli olduğunu artık söylemeye bile gerek yok” diye başladı söze. Ben buna rağmen, tüm ilgili paydaşların temel bilimden aynı şeyi anladığından ve temel bilimin topluma, ekonomiye katkısı konusunda aynı noktada olduğundan emin değilim. Bu nedenle temel bilimlerin rolüne dair birkaç istatistikle başlamak, sonra da neden aynı noktada olmadığımızı düşündüğüme geçmek isterim.

    Yayını gör
  • TEPAV 10. Kalkınma Planı'nı Değerlendiriyor: "Sağlık Endüstrilerinin Öneminin Farkına Varıldı"

    TEPAV

    "Onuncu Kalkınma Planı’nın değerlendirildiği ilk TEPAV çalışmasında kısaca değindiğimiz sağlık konusunu bu notla daha kapsamlı değerlendirmeyi amaçlıyoruz. Plan, sağlıkta dönüşümü değerlendirip sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerindeki sürdürülebilirlik sorunlarına dikkat çekerken, sağlık endüstrilerini de kapsıyor. Önceki planlarda 'sağlık endüstrileri' kavramı yer almazken, yeni planda sağlık endüstrileri için bir yapısal dönüşüm programı yer alıyor.Bu nedenle Onuncu Kalkınma Planı sağlık…

    "Onuncu Kalkınma Planı’nın değerlendirildiği ilk TEPAV çalışmasında kısaca değindiğimiz sağlık konusunu bu notla daha kapsamlı değerlendirmeyi amaçlıyoruz. Plan, sağlıkta dönüşümü değerlendirip sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerindeki sürdürülebilirlik sorunlarına dikkat çekerken, sağlık endüstrilerini de kapsıyor. Önceki planlarda 'sağlık endüstrileri' kavramı yer almazken, yeni planda sağlık endüstrileri için bir yapısal dönüşüm programı yer alıyor.Bu nedenle Onuncu Kalkınma Planı sağlık endüstrileri için ayrı bir öneme sahip.

    Planda sağlık konusu, değişen trendlerle sağlık harcamalarının artışı ile bütçe sorunlarına dikkat çekerek başlasa da sağlık endüstrilerinin fırsat olabileceğine vurgu yapılması oldukça olumlu. İlaç ve tıbbi cihazı sadece sağlık politikası kapsamında konuşmanın dışına çıkıp sağlık endüstrileri adı altında sanayi politikası kapsamında konuşabiliyor olmak Planın önemli özelliklerinden biri..."

    Yayını gör
  • Türkiye BIO’da yatırım çekebilir mi?

    TEPAV

    BIO’nun ikinci gününde MSD Aşı Bölümü Başkanı Dr. Julie Gerberding ile bir görüşme yaptık. Yüksek katma değerli yatırımları yapmak üzere ülke seçerken dikkate aldıkları kriterler üzerine konuştuk. Yatırım için öncelikli şartın fikri mülkiyet haklarının güçlülüğü olduğunu önemle belirtti. Bir diğer önemli kriter şeffaflık, karşılıklı güven ve yasal düzenlemelerin yeterliliği. Bunlar dışında belirttiği bir nokta ise iyi eğitimli insan kaynağı ile ilgili. Bir Ar-Ge yatırımı yapılacaksa, orada en…

    BIO’nun ikinci gününde MSD Aşı Bölümü Başkanı Dr. Julie Gerberding ile bir görüşme yaptık. Yüksek katma değerli yatırımları yapmak üzere ülke seçerken dikkate aldıkları kriterler üzerine konuştuk. Yatırım için öncelikli şartın fikri mülkiyet haklarının güçlülüğü olduğunu önemle belirtti. Bir diğer önemli kriter şeffaflık, karşılıklı güven ve yasal düzenlemelerin yeterliliği. Bunlar dışında belirttiği bir nokta ise iyi eğitimli insan kaynağı ile ilgili. Bir Ar-Ge yatırımı yapılacaksa, orada en azından bir grup çok iyi bilim insanının bulunduğunun bilinmesi gerektiği üzerinde durdu. Birçok BIO oturumunda da benzer göstergelerden bahsedildi. Peki bir yatırımcı tarafından sıralanan bu kriterlere ve önceliklere baktığımızda Türkiye yatırım için uygun seçenek midir?

    Yayını gör
  • Türkiye’nin neden bir ‘Argonne’u yok?

    TEPAV

    BIO 2013’e katılım öncesi Chicago’daki Argonne Ulusal Laboratuvarlarını ziyaret ettik. 30 yıldır çalışmalarını orada sürdüren Türk bilim insanı Prof. Ercan Alp, AİFD ile birlikte ziyaretimizi organize etti ve bize eşlik etti...

    Yayını gör
  • Türkiye için BIO neden önemli?

    TEPAV

    Dün BIO 2013’ün ilk günüydü. Türkiye’den geniş bir katılım sağlandı. Sağlık Bakanı ve ekibi, SGK Başkanı ve ekibi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Tarım Bakanlığı temsilcileri resmi heyette yer aldı. Bu, Türkiye’nin attığı oldukça önemli bir adım ve son derece iyi bir gelişme; çünkü 2011 yılında Türkiye’den sadece 4 kişilik resmi bir heyet ilk kez BIO’ya katılmıştı...

    Yayını gör
  • Yaşam bilimleri yatırımlarını çekmek için bizim neyimiz eksik?

    TEPAV

    Geçtiğimiz günlerde Pfizer, Singapur’daki klinik araştırma birimini kapatacağını açıkladı. Bu karar, Singapur’daki merkezde yürütülen klinik araştırmaların artık, Çin’de kurulan Ar-Ge ve üretim merkezinde sürdürüleceği şeklinde yorumlanıyor. Ayrıca bu kararda son günlerde büyük ilaç firmalarının Singapur’a planladığı büyük yatırımların da etkili olduğu yapılan yorumlar arasında.[1] Dünyada en çok Ar-Ge harcaması yapan ilk 15 ilaç firmasının Ar-Ge merkezlerinin konumlarına baktığımızda ABD…

    Geçtiğimiz günlerde Pfizer, Singapur’daki klinik araştırma birimini kapatacağını açıkladı. Bu karar, Singapur’daki merkezde yürütülen klinik araştırmaların artık, Çin’de kurulan Ar-Ge ve üretim merkezinde sürdürüleceği şeklinde yorumlanıyor. Ayrıca bu kararda son günlerde büyük ilaç firmalarının Singapur’a planladığı büyük yatırımların da etkili olduğu yapılan yorumlar arasında.[1] Dünyada en çok Ar-Ge harcaması yapan ilk 15 ilaç firmasının Ar-Ge merkezlerinin konumlarına baktığımızda ABD, Almanya, İsviçre gibi ülkelerin yanı sıra Çin, Singapur ve Hindistan’ı da görüyoruz.[2] Bu 15 firmanın ikisinin Hindistan’da, dördünün Çin’de ve diğer ikisinin de Singapur’da Ar-Ge merkezi bulunuyor. Mevcut merkezler dışında, son yıllarda ilaç firmalarının yaptıkları yatırım açıklamalarına göre, bu ülkelerde Ar-Ge ve üretim merkezlerinin sayısı ve büyüklüğü hızla artacak gibi duruyor. Bu ülkelere yapılan ilaç ve biyoteknoloji yatırımlarının büyüklüğü ve gelişimi de, Ar-Ge lokasyonlarıyla benzer bir trend izliyor. 2007-2010 döneminde bu alanda yapılan doğrudan yabancı yatırımlarda Hindistan, Çin ve Singapur ilk beş ülke arasında yer alıyor.2 Türkiye, mevcut Ar-Ge lokasyonları içinde olmadığı gibi, açıklanan Ar-Ge yatırım planlarında da henüz yer almıyor...

    Yayını gör
  • Sağlıkta nerede kalmıştık?

    TEPAV

    Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın başlamasının üzerinden 10 yıl geçti. Geçtiğimiz günlerde yeni Sağlık Bakanı’nın göreve başlamasıyla da, önümüzdeki 10 yıl için sağlıkta dönüşümün 2023 vizyonuyla devamı gündeme geldi. Peki 2003’teki programda açıklananlardan hangileri yapıldı, geriye neler kaldı? Sağlıkta önümüzdeki 10 yılın odağı ne olmalı?
    ...

    Yayını gör
  • Amgen biyoteknoloji üretim merkezi yatırımını Singapur’a yapıyor

    TEPAV

    Dünyanın en büyük biyoteknoloji şirketlerinden Amgen, dün yeni ilaç üretim merkezini Singapur’da kuracağını açıkladı.[1] Merkezin, dünya ilaç pazarında payı artan biyoteknoloji temelli ilaçlardan monoklonal antikorlara odaklanacağı belirtiliyor. Bu yatırım, biyoteknoloji ilaçları üreticisi Amgen’ın Asya’da kuracağı ilk üretim merkezi. Diğer üretim merkezleri Amerika ve İrlanda’da yer alıyor...

    Yayını gör
  • Son Dönemdeki Sağlık Harcamalarının Analizi

    TEPAV

    Son yıllarda sağlık harcamaları birçok ülkenin gündemindedir.
    Finansal krizin kamu bütçesi üzerinde yarattığı baskı nedeniyle
    önemi daha da artan sağlık harcamaları tasarruf tedbirlerinin
    de odağı haline gelmiştir. Böyle bir ortamda ve Türkiye’de
    sağlık sisteminin dönüşüm geçirdiği bu dönemde, sağlık
    harcama ve politikalarının düzenli olarak izlenmesi ve analizi
    sürdürülebilirlik tartışmaları açısından önem taşımaktadır. Bu
    nedenle TEPAV Yaşam Bilimleri ve Sağlık…

    Son yıllarda sağlık harcamaları birçok ülkenin gündemindedir.
    Finansal krizin kamu bütçesi üzerinde yarattığı baskı nedeniyle
    önemi daha da artan sağlık harcamaları tasarruf tedbirlerinin
    de odağı haline gelmiştir. Böyle bir ortamda ve Türkiye’de
    sağlık sisteminin dönüşüm geçirdiği bu dönemde, sağlık
    harcama ve politikalarının düzenli olarak izlenmesi ve analizi
    sürdürülebilirlik tartışmaları açısından önem taşımaktadır. Bu
    nedenle TEPAV Yaşam Bilimleri ve Sağlık Politikası Enstitüsü,
    düzenli olarak sağlık harcamalarının ve politika değişimlerinin
    analizine ilişkin değerlendirme notları yayımlayacaktır. Bu
    başlangıç çalışması, son dönemdeki sağlık harcamalarını SGK
    ve Sağlık Bakanlığı verileri ışığında analiz etmekte ve
    harcamalardaki artışın kaynaklarını incelemektedir. Bunu
    takip edecek çalışmalarda, hem benzer analizlere ve durum
    tespitine devam edilecek hem de harcamaları
    etkileyebilecek politika değişimleri incelenerek
    sürdürülebilirlikleri tartışılacaktır.

    Yayını gör
  • Temel araştırmanın inovasyona dönüştürülme kapasitesi: İller arasındaki farklılıklar

    TEPAV

    21. yüzyılda, bilgiye ve inovasyona dayalı stratejiler
    gerek ülke gerekse firma seviyesinde rekabet gücünün temel
    koşullarından biri haline gelmiştir. Temel araştırmadan ürün
    ve/veya hizmetin ticarileştirilmesine kadar devam eden
    inovasyon sürecinde temel araştırma çıktılarının
    değerlendirilebilmesi kritiktir. Türkiye’nin bu konuda yeterli bir
    noktaya ulaşamamış olması inovasyon ile ilgili en fazla
    gündeme gelen noktalardandır. İleri teknoloji alanlarında…

    21. yüzyılda, bilgiye ve inovasyona dayalı stratejiler
    gerek ülke gerekse firma seviyesinde rekabet gücünün temel
    koşullarından biri haline gelmiştir. Temel araştırmadan ürün
    ve/veya hizmetin ticarileştirilmesine kadar devam eden
    inovasyon sürecinde temel araştırma çıktılarının
    değerlendirilebilmesi kritiktir. Türkiye’nin bu konuda yeterli bir
    noktaya ulaşamamış olması inovasyon ile ilgili en fazla
    gündeme gelen noktalardandır. İleri teknoloji alanlarında
    üniversitelerde ve araştırma merkezlerinde birçok akademik
    çalışma yürütülmekle birlikte, patent sayısında henüz istenen
    seviyeye gelinememiştir. Aynı zamanda özel sektör ile
    işbirliğindeki yetersizlikler nedeniyle bu araştırma çıktılarının
    ihtiyaçlara cevap olabilecek şekilde teknolojiye aktarımı ve
    inovasyon sürecinin tamamlanması eksik kalmaktadır. Bütün
    bunlar, ulusal politika ve öncelikler, yasal düzenlemeler, teşvik
    ve finansman mekanizmaları gibi birçok faktörden
    etkilenmektedir. Türkiye genelinde görülen bu durumun yanı
    sıra, temel araştırmanın inovasyona dönüştürülme kapasitesi
    ve desteklenen projeler iller arasında farklılık göstermektedir...

    Yayını gör
  • Yeni Milli Eğitim Kanun Tasarısı Bütçesi: Nicelik mi, Nitelik mi?

    TEPAV

    Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve eğitim sisteminde
    kapsamlı değişiklikler içeren kanun teklifinin 20 Şubat
    2012’de TBMM’ye sunulmasından itibaren teklifin içeriği ve
    etkileri ile ilgili tartışmalar gündemin üst sıralarına
    oturmuştur. Bu çalışmada, tartışılan maddelerin ötesinde
    tasarının henüz çok da göz önüne alınmamış bir boyutu
    üzerinde durulmaktadır. Kanun tasarısının yasalaştığı
    takdirde uygulanmaya başlayacağı 2012-2013 öğretim
    yılında beraberinde…

    Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve eğitim sisteminde
    kapsamlı değişiklikler içeren kanun teklifinin 20 Şubat
    2012’de TBMM’ye sunulmasından itibaren teklifin içeriği ve
    etkileri ile ilgili tartışmalar gündemin üst sıralarına
    oturmuştur. Bu çalışmada, tartışılan maddelerin ötesinde
    tasarının henüz çok da göz önüne alınmamış bir boyutu
    üzerinde durulmaktadır. Kanun tasarısının yasalaştığı
    takdirde uygulanmaya başlayacağı 2012-2013 öğretim
    yılında beraberinde getireceği ek ihtiyaçlar ve bu
    ihtiyaçların tamamlanması durumunda bütçenin nasıl
    etkileneceği iki farklı senaryo altında değerlendirilmiştir

    Diğer yazarlar
    Yayını gör
  • Biyoekonomiye Doğru: Türkiye Bu Sürecin Neresinde?

    TEPAV

    21. yüzyıl ile hem ekonomilerin yapıları ve büyüme
    stratejilerinin değiştiği hem de küresel problemlerdeki
    değişimin belirginleştiği farklı bir dönem başlamıştır. Bilgi
    temelli sektörlerin ön plana çıktığı yeni ekonomiler, nüfus artışı,
    yaşlanma, hastalık yapılarındaki değişim, doğal kaynaklara
    talepteki artış gibi trendlerin de etkisiyle ciddi sosyal,
    ekonomik ve çevresel problemler ile karşı karşıyadır.
    2050 itibariyle dünya nüfusunun 9.3 milyara ulaşması ve 65…

    21. yüzyıl ile hem ekonomilerin yapıları ve büyüme
    stratejilerinin değiştiği hem de küresel problemlerdeki
    değişimin belirginleştiği farklı bir dönem başlamıştır. Bilgi
    temelli sektörlerin ön plana çıktığı yeni ekonomiler, nüfus artışı,
    yaşlanma, hastalık yapılarındaki değişim, doğal kaynaklara
    talepteki artış gibi trendlerin de etkisiyle ciddi sosyal,
    ekonomik ve çevresel problemler ile karşı karşıyadır.
    2050 itibariyle dünya nüfusunun 9.3 milyara ulaşması ve 65
    yaş üzeri nüfus payının dünyada yüzde 16 olması
    beklenmektedir.
    2 Ayrıca kişi başına gelir seviyesinde beklenen
    artış ile birlikte sosyal küreselleşme etkileri de daha fazla
    hissedilecektir. Bu değişimlerin etkisiyle yaşam süresi ve
    kalitesini arttıran sağlık hizmetlerine talep artacağı gibi, gıda,
    yem, temiz su, enerji, barınma ve giyim için malzeme gibi
    doğal kaynak taleplerinde de artış olacaktır. Doğal kaynak
    kısıtı, son dönemde fazlasıyla hissedilmeye başlamış, iklim
    değişikliği gibi faktörlerin de etkisiyle dünyadaki ekosistemlerin
    sürdürülebilirliği oldukça zorlaşmıştır. Gelinen bu noktada,
    sadece sağlıkta değil, enerji, gıda gibi yaşamın tüm
    alanlarındaki etkisiyle 21. yüzyıl, “Yaşam Bilimleri”nin yüzyılıdır.
    İhtiyaçların çözümüne yönelik üretilen inovatif süreç, ürün ve
    hizmetler ekonomileri doğrudan etkilemekte ve bilgi ve
    inovasyon temelli yeni ekonomilerin en önemli
    bileşenlerinden birisinin “Yaşam Bilimleri” olması
    beklenmektedir.

    Yayını gör
  • Fiyat ve Geri Ödeme Politikalarının İlaç Sanayi Üzerine Etkisi

    TEPAV Politika Notu

    "Türkiye, son dönemde üretim yapısı ve ihracat kompozisyonunda geçirdiği değişimle düşük teknolojili bir yapıdan orta teknolojili bir yapıya geçiş yapmıştır. Fakat önümüzdeki dönem hedeflerine ulaşabilmesi için gerekli olan yüksek teknolojili ürünlerin, üretim ve ihracatındaki payı çok düşüktür. Küresel ilaç sektöründe gelişmekte olan ülkelerin önemi, gerek ilaç sektöründeki payları gerekse Ar-Ge merkezlerinin konumları açısından giderek artmaktadır.2 2007-2011 döneminde ABD, AB5 ve Japonya…

    "Türkiye, son dönemde üretim yapısı ve ihracat kompozisyonunda geçirdiği değişimle düşük teknolojili bir yapıdan orta teknolojili bir yapıya geçiş yapmıştır. Fakat önümüzdeki dönem hedeflerine ulaşabilmesi için gerekli olan yüksek teknolojili ürünlerin, üretim ve ihracatındaki payı çok düşüktür. Küresel ilaç sektöründe gelişmekte olan ülkelerin önemi, gerek ilaç sektöründeki payları gerekse Ar-Ge merkezlerinin konumları açısından giderek artmaktadır.2 2007-2011 döneminde ABD, AB5 ve Japonya ilaç sektörleri yüzde 3-4 oranında büyürken Çin yüzde 24, Brezilya, Rusya ve Hindistan ise ortalama yüzde 16 büyümüştür. Önümüzdeki beş yılda da ilaç sektöründeki büyümenin yüzde 50 kadarının gelişmekte olan ekonomilerden kaynaklanması beklenmektedir.3 Gerek yüksek teknolojili sektörlerin Türkiye için gerekliliği açısından, gerekse tüm eğilimlerin önümüzdeki dönemde ilaç sektörünün öneminin ve talebinin artacağını göstermesinden ilaç sanayi Türkiye için kritik konumdadır. Peki, uygulanan politikalar ilaç sektörünü hedeflenen noktaya getirebilecek nitelikte midir? Bu çalışmada, ilaçta fiyat ve geri ödeme politikaları 2004 yılından itibaren incelenmiş ve bu politikaların farklı ürün gruplarının fiyatları üzerindeki etkisi analiz edilmiştir. Kamu alımları kapsamında uygulanan fiyat ve geri ödeme politikalarının sanayideki yapısal değişimlere nasıl etki ettiği incelenmiştir..."

    Yayını gör
  • An economic analysis of tobacco elimination policies in Turkey

    Health Policy Volume 106, Issue 2

    Abstract
    Objective
    We aim to evaluate the costs and benefits of various tobacco elimination policies, specifically, an immediate taxation option and eight tax-combined long-term cessation programs.

    Methods
    We combine demographic projections for the period 2012–2050 with incidence and mortality rates of four major cigarette related diseases, price elasticity of cigarette demand and unit costs of nonprice measures to reduce demand in order to estimate the net present discounted…

    Abstract
    Objective
    We aim to evaluate the costs and benefits of various tobacco elimination policies, specifically, an immediate taxation option and eight tax-combined long-term cessation programs.

    Methods
    We combine demographic projections for the period 2012–2050 with incidence and mortality rates of four major cigarette related diseases, price elasticity of cigarette demand and unit costs of nonprice measures to reduce demand in order to estimate the net present discounted values of policy alternatives.

    Results
    The tax-combined cessation programs yield lower net costs to households and the society when they phase out smoking earlier. However, immediate taxation option is found to be superior, for both households and the society, to all tax-combined cessation programs irrespective of the duration of intervention. While all policies are estimated to yield significant reductions in the expected number of smoking related diseases and deaths, a class-based 20-year intervention is found to be the most effective program.

    Conclusions
    Although immediate taxation policy and tax-combined class-based 20-year intervention program emerge as the best tobacco elimination policies for the society, more research is needed on assessing the cost-effectiveness, applicability and social desirability of these alternatives and on designing additional policies to overcome their limitations.

    Diğer yazarlar
  • An economic valuation of a biotechnology R&D project in a developing economy

    Electronic Journal of Biotechnology, Vol 15, No 3 (2012)

    Background: Biotechnology complements technological developments in main sectors of economies, such as health, energy, and agriculture, and thus contributes to economic development. It provides solutions to the problems that are frequently faced in developing economies, such as resource constraints, lower productivity and environmental concerns. In order to benefit from biotechnology, its associated markets need to develop and function well to support the developments and transactions of…

    Background: Biotechnology complements technological developments in main sectors of economies, such as health, energy, and agriculture, and thus contributes to economic development. It provides solutions to the problems that are frequently faced in developing economies, such as resource constraints, lower productivity and environmental concerns. In order to benefit from biotechnology, its associated markets need to develop and function well to support the developments and transactions of intangible assets, such as technology transfers, license agreements and research and development joint ventures. Economic valuation of the intangible assets is necessary for the development and functioning of these markets. It provides better understanding of value creation at micro scales and its economic and financial dynamics. The literature lacks valuation studies in biotechnology sectors in developing economies. This study performs economic valuation analysis of a research and development project of a Turkish biotechnology company operating in health sector. Turkey, as a developing economy, has slow progress in biotechnology despite its wealth of biological resources and genetic variety. Thus, the study provides an excellent case to analyze valuation issues in developing economies. It uses data from in-depth interviews from the company and employs real options and discounted cash flow (DCF) methods. Results: Developing countries and biotechnology sector introduce additional risks that need to be accounted for in valuation. These risks reduce the value of the project under real options and discounted cash flow methods. Since real options method permits the valuation of options that might arise during the R&D process and provides flexibility to managers to act, it results in higher values compared to discounted cash flow method. The grant from a public institution that partially financed the Project reduces the discount factor and thus increases the value of it.

    Diğer yazarlar
    • Bahar Çelikol Erbaş
  • PISA 2009 Sonuçlarına İlişkin Bir Değerlendirme

    http://www.tepav.org.tr/upload/files/1292255907-8.PISA_2009_Sonuclarina_Iliskin_Bir_Degerlendirme.pdf

    7 Aralık 2010 tarihinde, OECD’nin açıklamış olduğu üçüncü Öğrenci Değerlendirme
    Programı (PISA) testinin sonuçları, Türkiye’deki eğitim sisteminin son yıllardaki
    performansının değerlendirmeyi ve başka ülkelerle kıyaslamayı mümkün kılmaktadır.
    Türkiye’nin yüksek gelirli bir ekonomi haline gelmesinin ön koşulunun eğitim alanında
    sıçrama yapabilmek olduğu tespiti kurulduğu günden bu yana TEPAV’ın birçok
    yayınında yapılmıştır. Özellikle Şubat 2008’de TEPAV ekibinden Ozan Acar…

    7 Aralık 2010 tarihinde, OECD’nin açıklamış olduğu üçüncü Öğrenci Değerlendirme
    Programı (PISA) testinin sonuçları, Türkiye’deki eğitim sisteminin son yıllardaki
    performansının değerlendirmeyi ve başka ülkelerle kıyaslamayı mümkün kılmaktadır.
    Türkiye’nin yüksek gelirli bir ekonomi haline gelmesinin ön koşulunun eğitim alanında
    sıçrama yapabilmek olduğu tespiti kurulduğu günden bu yana TEPAV’ın birçok
    yayınında yapılmıştır. Özellikle Şubat 2008’de TEPAV ekibinden Ozan Acar tarafından
    hazırlanan “PISA Sonuçları Işığında Türkiye’nin Rekabet Gücünün Değerlendirilmesi“
    1
    başlıklı politika notu eğitim performansı ve rekabet gücü ilişkisini kurarak Türkiye
    ekonomi politikaları gündemine önemli bir katkı yapmıştı. Bu kısa değerlendirme
    notunda da, yeni açıklanmış olan PISA sonuçları ışığında, eğitim sisteminin
    performansına yönelik genel değerlendirmeler yapılmaktadır...

    Diğer yazarlar
    Yayını gör
  • Üniversiteler üzerindeki sıkıyönetim Türkiye’nin inovasyon performansını nasıl etkiliyor?

    TEPAV

    Artan rekabet ortamında, ülkelerin yenilikçi strateji ihtiyacı beraberinde nitelikli iş gücü
    ve beşeri sermaye gereksinimini getirmiştir. Bu gereksinim ancak etkin çalışan bir eğitim
    sistemi ile karşılanabilecektir. Şubat 2008’de hazırlanan “PISA Sonuçları Işığında
    Türkiye’nin Rekabet Gücünün Değerlendirilmesi“
    1 başlıklı TEPAV politika notu eğitim
    performansı ve rekabet gücü ilişkisini kurarken, geçtiğimiz günlerde OECD tarafından
    açıklanan PISA 2009 sonuçları da…

    Artan rekabet ortamında, ülkelerin yenilikçi strateji ihtiyacı beraberinde nitelikli iş gücü
    ve beşeri sermaye gereksinimini getirmiştir. Bu gereksinim ancak etkin çalışan bir eğitim
    sistemi ile karşılanabilecektir. Şubat 2008’de hazırlanan “PISA Sonuçları Işığında
    Türkiye’nin Rekabet Gücünün Değerlendirilmesi“
    1 başlıklı TEPAV politika notu eğitim
    performansı ve rekabet gücü ilişkisini kurarken, geçtiğimiz günlerde OECD tarafından
    açıklanan PISA 2009 sonuçları da, TEPAV tarafından yayınlanan bir çalışmada PISA 2003
    sonuçları ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir.
    2 Bu çalışmaların bir devamı olarak,
    bu notla Türkiye’de yükseköğretim sistemi ve rekabet gücü arasındaki ilişkiye ışık tutmak
    amaçlanmaktadır.

    Diğer yazarlar
    Yayını gör
  • Güney Kore inovasyondaki başarısını nelere borçlu? Türkiye için çıkarımlar

    TEPAV

    G. Kore, ekonomik kalkınmadaki başarısı, inovasyon ve Ar-Ge alanlarındaki çarpıcı
    gelişimi ile oldukça ilgi çeken bir ülke olmayı başarmıştır. 1980’lere kadar kişi başına
    düşen GSYİH ve Ar-Ge faaliyetlerine yapılan harcamalar açısından Türkiye’nin altında
    yer almış olan G. Kore, 1980’lere gelindiğinde bu gidişatı tamamen tersine çevirmeyi
    başarmış ve kayda değer bir büyümenin yanı sıra, teknolojik açıdan da önemli bir
    gelişim kaydetmiştir. Gerek inovasyondaki girişimleri…

    G. Kore, ekonomik kalkınmadaki başarısı, inovasyon ve Ar-Ge alanlarındaki çarpıcı
    gelişimi ile oldukça ilgi çeken bir ülke olmayı başarmıştır. 1980’lere kadar kişi başına
    düşen GSYİH ve Ar-Ge faaliyetlerine yapılan harcamalar açısından Türkiye’nin altında
    yer almış olan G. Kore, 1980’lere gelindiğinde bu gidişatı tamamen tersine çevirmeyi
    başarmış ve kayda değer bir büyümenin yanı sıra, teknolojik açıdan da önemli bir
    gelişim kaydetmiştir. Gerek inovasyondaki girişimleri, gerek eğitime, beceri geliştirmeye
    ve insan kaynaklarına verdiği önem sayesinde, günümüzde orta gelirli ülkelerin
    karşısına çıkan önemli zorluklardan biri olarak kabul edilen “orta-gelir tuzağından”
    1 da
    kurtulmayı başarmıştır. Bu başarıların temelinde, gelişmiş ülkeler ile rekabet edebilecek
    bir konuma ulaşma yolunda attığı önemli adımlar ve geçmiş olduğu bir takım değişim
    süreçleri yer almaktadır. Bu değişim süreçlerinde ön plana çıkan en önemli nokta Ar-Ge
    sisteminin geliştirilmesi olmakla birlikte, buna en fazla etki eden faktörlerden biri de
    eğitime yapılan yatırımlardır. Bu çalışma ile G. Kore’nin sanayi stratejisi ile bilim ve
    teknoloji politikası değişim süreçleri incelenmekle birlikte, Türkiye’nin aynı değişim
    süreçleri dahilinde nasıl bir gelişme gösterdiği, karşılaştırmalı bir şekilde
    tartışılmaktadır. G. Kore’nin sektörel değişimi ve hızlı ekonomik büyümesinde Ar-Ge
    sisteminin gelişimi büyük rol oynamaktadır. Özellikle 1980’lerden günümüze, hem Ar-Ge
    harcamalarındaki kayda değer artış, hem de üretim ve ihracatta yüksek katma değer
    getiren ileri teknolojili ürünlere doğru hızlı geçiş Ar-Ge sistemindeki bu gelişmeleri
    desteklemiştir. Peki, Ar-Ge faaliyetlerinin gelişimi sektörel değişime ve ekonomik
    gelişmeye nasıl bu denli hızlı etki etmiştir? Çalışmanın amaçlarından bir diğeri de bu
    soruya cevap olabilecek bazı faktörlerin Türkiye ile karşılaştırmalı olarak
    sorgulanmasıdır.

    Diğer yazarlar
    Yayını gör
  • Muayene sayısındaki artış, anlamlı bir erişim artışını mı ifade ediyor?

    TEPAV

    “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ve onunla eş zamanlı olarak yürütülen “Sosyal Güvenlik Reformu” Türk
    sağlık sisteminde önemli değişikliklere neden olmuştur. Bu iki sürecin ortak amaçlarından biri sağlık
    hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak ve arttırmaktır. Buna yönelik olarak bütün sağlık tesisleri SSK’lılara
    açılmış, performansa dayalı ek ödeme sistemi uygulanmaya başlamış, SSK ve Bağ-Kur dâhil tüm kamu
    sağlık güvencesine sahip kişilerin kamu ve özel kuruluşlardan sevksiz hizmet…

    “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ve onunla eş zamanlı olarak yürütülen “Sosyal Güvenlik Reformu” Türk
    sağlık sisteminde önemli değişikliklere neden olmuştur. Bu iki sürecin ortak amaçlarından biri sağlık
    hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak ve arttırmaktır. Buna yönelik olarak bütün sağlık tesisleri SSK’lılara
    açılmış, performansa dayalı ek ödeme sistemi uygulanmaya başlamış, SSK ve Bağ-Kur dâhil tüm kamu
    sağlık güvencesine sahip kişilerin kamu ve özel kuruluşlardan sevksiz hizmet alması sağlanmış ve yeşil
    kart kapsamı genişletilmiştir. Temmuz 2010 tarihli TEPAV Değerlendirme notunda
    2
    belirtildiği gibi
    reform süreci ile, yıllardır süren sağlık harcamaları artışı da hızlanmış ve temel sağlık göstergelerinde
    AB-15 ortalamasına yakınsama izlenmiştir. Aynı zamanda bu değişimler ile birlikte 1990’lı yıllardan
    itibaren devam eden muayene sayısı artışı 2003 yılı sonrasında hızlanmış ve 2009 yılında 2003’teki
    rakamın yaklaşık üç katına ulaşmıştır. Peki, bu değişim gerçekten anlamlı bir erişim artışını mı ifade
    etmektedir? Çalışmanın amacı bu sorunun cevabını acil servise başvuru oranları ve maliyetler ile
    ilişkilendirerek tartışmaktır...

    Yayını gör
  • Artan Sağlık Harcamaları Temel Sağlık Göstergelerini Nasıl Etkiliyor?

    TEPAV

    Son yıllarda Türk sağlık sistemi bir değişim sürecinden geçmektedir. 2003 öncesi dönemde
    gerçekleştirilmeye çalışılan reformlar ve 2003 yılında başlatılan “Sağlıkta Dönüşüm Programı” bu
    sürece etki etmiştir. Sağlık sistemindeki değişimler ile birlikte sağlık harcamaları da artmaktadır. Bu
    artış sadece dönüşüm sürecinde görülmemekte, 1995 yılından itibaren sürmektedir. Sağlık
    harcamalarının etkinliği ve sağlık sisteminin performansının değerlendirilmesinde temel sağlık…

    Son yıllarda Türk sağlık sistemi bir değişim sürecinden geçmektedir. 2003 öncesi dönemde
    gerçekleştirilmeye çalışılan reformlar ve 2003 yılında başlatılan “Sağlıkta Dönüşüm Programı” bu
    sürece etki etmiştir. Sağlık sistemindeki değişimler ile birlikte sağlık harcamaları da artmaktadır. Bu
    artış sadece dönüşüm sürecinde görülmemekte, 1995 yılından itibaren sürmektedir. Sağlık
    harcamalarının etkinliği ve sağlık sisteminin performansının değerlendirilmesinde temel sağlık
    göstergeleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma ile de son 30 yılda sağlık harcamalarının ve
    temel sağlık göstergelerinin AB-15 ve diğer bazı ülkelere göre nasıl bir değişim izlediği incelenmiş ve
    Türkiye’nin hem harcamalar hem de göstergelerinin AB-15 ortalamasına yakınsadığı gözlenmiştir...

    Yayını gör

Alınan tavsiyeler

Selin Arslanhan tarafından daha fazla faaliyet

Selin Arslanhan adlı üyenin tam profilini görüntüleyin

  • Ortak tanıdıklarınızı görün
  • Başka biri aracılığıyla tanış
  • Selin Arslanhan ile doğrudan iletişime geçin
Tam profili görüntülemek için katılın

Diğer benzer profiller

Selin Arslanhan adına sahip diğer kişiler

LinkedIn‘de Selin Arslanhan adında 1 diğer kişi

Selin Arslanhan adlı diğer kişiler

Bu kurslarla yeni yetenekler ekleyin