ses
ses
sound, voice, noise, noteφωνή, ήχοςصَوْتhlas, zvuklyd, stemmeKlang, Stimmesonido, vozäänison, voixglas, zvuksuono, voce声, 音목소리, 소리geluid, stemlyd, stemmedźwięk, głossom, vozголос, звукljud, röstเสียง, เสียงพูด เสียงร้องâm thanh, giọng nói声音 (ses)ad
1. duyulan şey Bir çocuk sesi duyduk.
2. mecaz fikir, görüş halkın sesi
karşı çıkmamak Eşinin azarlarına ses çıkarmıyor.
merakta kalmak Bir haftadır oğlundan ses çıkmıyor.
seslenmek Eşinin uyuduğunu görünce ses etmedi.
karşı çıkmamak Eşinin azarlarına ses çıkarmıyor.
merakta kalmak Bir haftadır oğlundan ses çıkmıyor.
seslenmek Eşinin uyuduğunu görünce ses etmedi.
Kernerman English Multilingual Dictionary © 2006-2013 K Dictionaries Ltd.